Haber

Yeni Nesil Tedavilerle Kan İhtiyacı Yüzde 25 Azaltılabilir

Özlem YURTÇU KARABULUT, Hami YEŞİLYURT/ İstanbul KAN ve Ötesi Projesi ile hayata geçirilen Türkiye Girişim Raporu’nda ilginç veriler ortaya çıktı. Buna göre Türkiye’de kan naklinin ekonomik maliyeti; Hasta ve yakınlarının yaşadığı kan temini, kan bankacılığı ve tedavi maliyetleri ile iş gücü kayıpları da eklenince yaklaşık 500 milyon dolara ulaşıyor. Bu da milli gelirin yaklaşık yüzde 1’ine tekabül ediyor. Türkiye’nin ‘toplam sağlık harcamaları’ milli gelirimizin yüzde 5’ine tekabül ediyor. Araştırmayı yürüten isimlerden biri de Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Çetiner ve ZAY Strateji Lideri Zafer Yavan, kan nakli ihtiyacını azaltacak yeni nesil tedaviler ve koruyucu ilaçlarla kan nakli talebinin yüzde 25 oranında azaltılabileceğini söyledi.

Kamu ve özel sektörden sağlık çalışanları ve paydaşların katıldığı toplantılardan elde edilen verilerle hazırlanan Kan ve Ötesi raporu, kan naklinin yol açtığı maddi kayıpları ve kan naklinin yarattığı ek sorunları da ortaya koydu. Türkiye’deki kan yönetim sistemini kan yönetimi, sağlık ekonomisi ve hasta yaşam kalitesi gibi çeşitli açılardan ele alan çalışma, ZAY Strateji Başkanı Zafer Yavan, İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Çetiner, Pediatrik Hematoloji Uzmanı tarafından yürütüldü. Yeşim Aydınok, İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ali Özcan’ın desteğiyle; Kanserle Mücadele Derneği, Talasemi Federasyonu ve Bristol Myers Squibb Türkiye işbirliğiyle gerçekleştirildi. Sağlık Bakanlığı’na uygun olarak Hasta Kan Yönetimi kapsamında devam eden çalışmaları tamamlayıcı nitelikteki araştırma hakkında değerli açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Mustafa Çetiner ve ZAY Strateji Lideri Zafer Yavan, çarpıcı sonuçların yer aldığı rapora göre, toplam sağlık harcamalarının milli gelir içindeki payının yüzde 5 olduğunu; Kan ekonomisinin yıllık yaklaşık 500 milyon dolar maliyeti olduğuna ve milli gelirden aldığı payın yüzde 1’e ulaştığına dikkat çekti.

“KAN İHTİYACININ YÜZDE 40’I KRONİK HASTALIKLAR İÇİN”

Araştırmanın paydaşlarından Kanserle Mücadele Derneği Başkan Yardımcısı İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Çetiner ise kan nakli ihtiyacının sanıldığı gibi acil durumlar için değil, kronik hastalar için olduğunu belirterek, şunları söyledi: : “Kan nakline ihtiyaç duyan hastaların çok önemli bir kısmı, yaklaşık yüzde 40’ı, kronik olarak kan nakliyle yaşamak zorunda kalan hasta grubudur. Kan aslında ilaç gibidir. Yani tıpkı böyle bir şey olduğu gibi. Akılcı ilaç kullanımı diye bir şey var, kanın akılcı kullanımı diye de bir şey var. Bir ülkede kullanılan tam kan miktarı o ülkenin sağlık gelişimi ile ters orantılıdır. Yani ne kadar çok tam kan tüketirseniz ne kadar az kullanılırsa o kadar az kullanılır.”Geliştin. Çok özel durumlarda tam kan kullanmamız gerekiyor. Bunu yapamıyorsanız gelişmemişsiniz demektir” diye konuştu. Prof. ayrıca kan nakline ihtiyaç duyan hastaların çoğunda en önemli ve çok sık görülen sorunlardan biri olan demir eksikliği anemisinin görüldüğüne dikkat çekti. Dr. şunları söyledi: “Demir eksikliği dünyadaki en önemli ve yaygın sağlık sorunlarından biridir. Örneğin hamilelik sırasında kan nakli sıklığı az gelişmişliğin bir göstergesidir. Çünkü bunlara karşı önlem alabilmeniz gerekiyor. Dolayısıyla insanları bu noktalara ulaşmadan önce demir benzeri takviyelere hazırlamamız gerekiyor.” şeklinde konuştu.

KAN KULLANIM SIKLIĞINI AZALTACAK YENİ TEDAVİLER VAR

Kan ve kan ürünlerine olan ihtiyaç, talasemi (Akdeniz Anemisi), yaşlılıkta daha sık görülen kemik iliği yetmezliği, kan kanseri gibi kronik hastalıklar, hamilelik, doğum, kaza gibi ani durumlar nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Prof. ayrıca özellikle kronik hastalıklarda kan kullanım sıklığını azaltabilecek yenilikçi tedavi seçeneklerinin bulunduğunu da belirtti. Çetiner sözlerini şu uyarılarda bulunarak tamamladı: “Mesela talasemi hastalarında kan bağışı sıklığını ve miktarını kronik olarak azaltan tedaviler var. Deri altına uygulanan, kemik iliğini kan üretmesi için uyaran tedaviler var. Yaşlı hastalarda da aynı şekilde. Miyelodisplastik sendrom (kemik iliği yetmezliği) dediğimiz hastalıkta, “Hastaların daha az kan transfüzyonuna ihtiyaç duymasını ve dolayısıyla hastaneye daha az gelmelerini sağlayacak çok değerli tedavi seçenekleri var. Bu tedavilerin de yaygın olarak kullanılması gerekmektedir. Bu tedavilerle kan ihtiyacı azalacak, hastaların kalitesi artacak, kan naklinin devlete getirdiği ekonomik yük de azalacak. da azalır”

“ÜLKEMİZDE KAN EKONOMİSİ YILLIK 500 MİLYON DOLAR”

Kan ve Ötesi Projesi’nin maliyet raporlarını hazırlayan ZAY Strateji Başkanı Zafer Yavan, kan ekonomisinin üç bileşenden oluştuğuna dikkat çekerek şu bilgileri verdi: “Birincisi Kızılay’ın çok başarılı bir şekilde topladığı kan. Yaklaşık 3.5 -4 milyon ünite kan, yılda 140-140 ünite.” 150 milyon dolar civarında bir maliyetle toplanıyor. İmha oranı yüzde 15’ten yüzde 1’e düştü. Yani kanı çok yeterli bir şekilde kullanıyoruz. Genel olarak çalışmalara konu olmayan bileşen ise kayıp iş gücüdür. Örneğin bir talasemi hastasının kan nakli tedavisi için en azından minimum miktarda kana ihtiyacı vardır. Bir gün kaybeder. Bazen iki güne kadar çıkıyor. Bunu ayda ortalama iki kez yapıyor. Yanında bir arkadaşı da olabilir. Tedavi için şehir değiştirmeleri de gerekebilir. Bu da yılda yaklaşık 30-40 milyon dolarlık iş gücü kaybına yol açıyor. Üçüncüsü ve en önemlisi Tedavi maliyeti: Kanın kliniğe veya hastaneye ulaştıktan sonraki aşaması, hastaya ulaştırılması, kullanılan sarf malzemeleri, uzman ekip vs. Bunun maliyeti 230-240 milyon dolar. Yani yıllık 400-500 milyon dolarlık bir kan ekonomisi var. Bu da milli gelinin yüzde 1’ine denk geliyor. Toplam sağlık harcamalarının milli gelirimizin yüzde 5’ini oluşturduğunu düşündüğümüzde sağlık harcamaları açısından sadece kan ekonomisi önemli bir kalemdir. Ayrıca beklenmedik bir gelişme, deprem, afet, savaş olabilir; Böyle bir durumda ortaya çıkabilecek kan talebi; Arzın çok üzerinde gidiyor. Bunların yaklaşık yüzde 23-24’ünü ortadan kaldırabilecek seçenek ise bu konuda yenilikçi tedavi yaklaşımlarının benimsenmesidir. “Arzın talebi karşılayamama riskini 100’den 75’e düşürebilecek büyük bir fark yaratıyor.”

cicekdagihaber.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort