Haber

Radio Traffic Cezayir Genel Yayın Yönetmeni Doğan’ın bu haftaki konuğu: Bekir Taner Ateş

Radyo Trafik, Ticaret Trafiği programında İstanbul ve Türkiye Ticaretine yön veren şubelerin temsilcilerini ağırlamaya devam ediyor.

Cezayir Ticari Trafik programında Radyo Trafik Genel Müdürü’nün bu haftaki konuğu İTO Montaj ve İplik ve Elyaf İşleri Komisyonu 35 Nolu Üyesi Bekir Taner Ateş, Bayrampaşa Tekstil Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Lideri, Gaziosmanpaşa Şehircilik Derneği Lideri . Dokuma Bölümü ile ilgili birçok soruyu yanıtlayan Ateş, Radyo Trafik’in canlı yayınında İTO seçimlerinde neden lider olmaktan çekildiğini anlattı.

BEKİR TANER ATEŞ İTO LİDER ADAYLIĞINDAN NEDEN ÇEKİLDİ?

İTO’da yıllardır üstlendiği misyonlarla belli bir tecrübe kazandığını söyleyen İTO Meclis ve 35 Nolu İplik ve Elyaf İşleri Komisyonu Üyesi Bekir Taner Ateş, eksiklikler ve yapılması gerekenler konusunda tecrübe sahibi olduğunu söyledi. 2022 yılı başında İTO Başkanlığı’na aday olan Bedo, amacının neleri değiştirmek olduğunu açıkladı. İTO’nun Ticaret Bakanlığı’na bağlı olduğunun altını çizen Ateş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2022’nin 9’uncu ayında mevcut liderle devam etmek istediğini açıklamasının ardından liderlik adaylığından çekildiğini söyledi. Ateş; “ Devlet başkanının tercih yaptığı bir yerde ısrar etmenin pek mantıklı olmayacağını düşündüğüm için çekildim.. Bir devlet kurumunda devletin tercih ettiği birisi varsa, o süreçte biraz geriye dönüp bakmak gerektiğini düşündüğüm için sonunda geri çekildim. “Kendi şartlarını kullandı. Ateş, önümüzdeki dönemde de sorumluluktan kaçınmayacağını belirtti.

TEKSTİL PİYASASINDAKİ FİYATLAR GERÇEĞİ YANSIMAKTADIR.

Bayrampaşa Tekstil Sanayicileri ve İşadamları Derneği Başkanı ve Gaziosmanpaşa Şehircilik Derneği Başkanı Bekir Taner Ateş, maliyet artışları göz önüne alındığında tekstilde fiyatların gerçeği yansıtmadığını söyledi. Ateş sözlerini şöyle sürdürdü: Artık moda departmanı aslında çok yaşayan bir departman. Şu anda sistemden bağımsız olarak çalışmaktadır. Şimdi öncelikle ABD FED’in faiz artırım süreci ile dünyada başlayan ve Avrupa’ya yansıyan bu sefalet ardından Ukrayna-Rusya savaşı ile yaşanan sıkıntılar özellikle dış pazarlarımızda çok büyük bir sorun yarattı. Pandemi sürecini de yaşadık. Sonrasında ülkemizde seçim süreci o kadar yorucu ki sonunda bu seçimler bitse de kurtulalım diyorsunuz çünkü sonuçtan bağımsız. Sonuç olarak, bu mekanlara bağımsız doğa yansıdığında ahlaki motivasyonları da azalmaktadır. Ahlaki motivasyon, bu kesimimizi ilgilendiren bir şeydir. Moral, motivasyon, fikir, ilk kısılan şey şu anda ne yazık ki tüketicinin ilk kısıtladığı şey kıyafet alışverişi, ister istemez oluyor böyle bir şey mesela oradaki enflasyon rakamları devletin açıkladığı şeyler ama sorun dır-dir; o işin üretimi bir önceki yıla göre, o işin Türkiye’deki üretimi bir yıl öncesine göre en az %100 arttı. Nerede %100 arttı? Ham konuya bakmadan kadroluyorsunuz, işçilik artışı ortada. 16 ay önce 2.850 TL olan minimum fiyatın şimdi 8.500 TL olduğunu söylesek esasen nereye gittiğini görürsünüz. Elektrikteki artış ortada, genel maliyetlerdeki artış ortada. Doğal olarak durum böyleyken o şeyin üzerindeki o fiyatlar niye bu kadar çok, alışverişi, niyeti, satışı, niyeti ne yapacaksın? Bir koleksiyon hazırladınız. Bu kesim koleksiyonu hazırlar. Ana koleksiyon olmak üzere 2 koleksiyon ve 4 koleksiyona sahiptir. Burada bir yazlık üst, ilkbahar ve sonbahar çalışması hazırladınız. O andan itibaren artık belirleyici siz değilsiniz. Belirleyici pazara tüketiciyi sokuyorsunuz ve tüketici pazarı pazar iyi değil satılmıyor yapacak bir şey yok bitireceksiniz. Yani o malın maliyeti 1 TL oldu, 100 TL 500 TL oldu, 1.000 TL 1.000 TL oldu. Hiç değerli değil, o mal tükenir. Yani bitmese de bir anlamı yok. Böyle bir süreçten geçiyoruz. Bu nedenle fiyatlar gerçeği yansıtmamaktadır. Fiyatlar şu anda olması gerekenin altında. Maliyetler şu anda çok yüksek.”

İHRACAT DÜŞTÜ, DURUMLAR KÖTÜ

Dokuma sektöründe ithalatın bir önceki aya göre yüzde 15-20 azaldığının altını çizen Bekir Taner Ateş, pandemi döneminde Çin’den konteyner maliyetlerinin yüksek artması nedeniyle Türkiye’nin avantaj kazandığını, özellikle pandemi döneminde ülkemizde üretimin durdurulmamasının da etkisiyle 2021 ve 2022 yıllarında üretim. 6. aya kadar her şeyin harika gittiğini söyledi. Çin’in yeniden pazara girmesiyle durumun değiştiğine işaret eden Ateş, Çin’den gelen konteyner fiyatlarının düşmesi, Türkiye’de minimum fiyatın artması ve maliyet artışları sonucu çalışmaların durduğunu anlattı. Ateş, ” Uzakdoğu açıldı. Konteyner fiyatları şu anda 3.000 ila 4.000 ABD Doları’na düştü. 3.000 – 4.000 dolara, bizi orada koruyan en büyük şey olan üretimimizi koruyan fikri kaybettik. Sonra ne oldu? Mesela bizde maalesef bazı şeylerde geri dönüş diye bir şey yok. Yani bugün petrol fiyatları, Rusya-Ukrayna savaşından önceki 85 dolardan, şimdi 70 civarında. Mesela biz Gaziantep’ten 3 kuruşa mal getirirken şimdi siz 3 kuruş yerine 8 kuruş 9 kuruş getiriyorsunuz, biz 10 kuruş getiriyoruz. Düştüğünde hiçbir şeyin değişmediğini biliyoruz. Bu sefer millet diyor ki, şimdi kadro arttı. Lastiğin fiyatı arttı. Otoyolun fiyatı yükseldi falan filan bir şey geri gelmiyor, geri gelmedi. Emin olun şu anda ortalama 15.000 liranın altında çalışan yok. Hayır, çalışan yok. Tüm bu artışlarda elimizde ne var? Özellikle dış piyasada tek dövizimiz var. Yani sattığınız eser karşılığında aldığımız döviz var. O maliyet enflasyonuna göre elimizdeki döviz kurunun 25 TL civarında olması gerekiyor. Böyle olmadığı için Avrupa ile yaptığımız ticarette maalesef bu kez fiyat bulamadık. Hız yüzünden birçok şey kaçmaya başladı. Başka bir şey de mesela herkesin bilmediği, dolayısıyla 6 Şubat depremlerinde sürecin basın tarafı ne yazık ki doğru yönetilemedi. Yani o günler için neredeyse gece sabaha kadar harabelerde yaklaşıyordu ve ne denirse İstanbul’da hep büyük bir şok beklenir, burada da beklenir, burada da beklenir. Geleneksel olarak, Avrupa’daki büyük alıcılar ve insanlar ya size sipariş vereceğiz ama sizin için böyle bir deprem bekleniyor dediler. Deprem olsa da mülk veremezsiniz. Orada da sorun yaşadık.” Söz konusu.

15 BİN LİRAYA ÇALIŞTIRACAK KİMSE BULAMIYORUZ

Tekstil sektöründe en düşük maaşın 15 bin lira olduğuna değinen İTO Montaj ve İplik ve Elyaf İşleri Komisyonu 35 Nolu Üyesi Bekir Taner Ateş, bu bedelin 8 saat fazla mesai ücreti olduğunu ve şahısların çok daha yüksek maaş aldığını belirtti. yetenekli hale gelirler. Özellikle gençlerin masa başı iş bulma düşüncesiyle sektöre girmediğine değinen Ateş, meslek liselerinden bu yana gençleri bölümde çalışmaya ikna etmek için neler yaptıklarını şöyle anlattı: “ İster hikayeyi buraya yaz, ister küçük bir atölye kur. Bugün Türkiye’de satılan en ucuz otomobilin yarı fiyatına küçük bir dokuma konfeksiyon atölyesi kurabilir, o arabayı o atölyeden bir yılda satın alabilirsiniz. Bunu yapmak için gerçekten biraz çalışmak gerekiyor. Yani ne yazık ki bu telefonla bu sosyal medyadan çıkmak zorundayız.

HANGİ İŞ DAHA FAYDALI?

Geçmişte tekstilde kaliteli işlerin olmadığı argümanlarına yanıt veren Bekir Taner Ateş, geçmişte insanların dokuma işlerine verdiği değerlerin günümüzdekilerle aynı olmadığını bu nedenle işlerin eskidiğini düşündüklerini söyledi. hızlıca. Ateş, ” Ne diyor yıkama etiketi var yıkama etiketine uymadınız yani 30 derecede yıkamak gerekiyor. Deterjanı dikkatli koymak lazım, deterjana basarsan o şeyin şeklini de bozar, makineyle bozarsın. Yani bizim insanımızda bu var, dokuma işi eskilerin deyimiyle ayakkabı gibi tüketilmelidir. Onu kullanmak zorundasın. Nasıl bir ayakkabıyı bir gün giyersen ertesi gün giyersin, o kadar kullanırsan hiç eşsiz olmazsın. Dokuma işinde insanlar adetten beğenip giyiyor ya da bir hafta olmuyor yani yapacak bir şey yok. Yani bir hafta giyerseniz istemsiz olarak bu lifler, dokuma lifleri, pamuk ya da sentetik lifler açılmaya başlar ve oluşumu bozulmaya başlar.” söz konusu.

İTO Meclis ve 35 Nolu İplik ve Elyaf İşleri Komisyonu Üyesi Bekir Taner Ateş, dinleyicilerin soruları üzerine dokuma işlerinin en güçlülerinin karma işler olduğunu belirterek, şunları kaydetti: Örneğin, polyester, değil mi? O kadar gelişti ki günümüzde en büyük eforu sarf eden futbolcuların giydiği formalar polyesterden üretiliyor. Şimdi nefes alma durumunda geliştirildiler, ama nereye geldik? Yine konuya geliyoruz. doğal eser doğal eser. Ancak insan organizması için en faydalı işlerin sırasıyla pamuk ve yün olduğunu söylüyoruz. Peki bunlara ne oluyor? Bunlarla da maalesef dezenformasyon onları sentetik deriden bağımsız %100 doğal işlere çok çabuk bozuyor. Mümkün olduğu kadar doğal ve sentetik karışımı ile yapılan çalışmalar en mantıklı olanıdır. Yani bir eser alırken yün alacaksanız %50 %50 veya %30 – %70 yani %50 akrilik %50 gün olmalıdır. Veya %50 yün, %50 polyester. Pamuklu bir parça alacaksanız %50 pamuk, %50 akrilik, %50 viskon, %50 akrilik gibi şeyler almalısınız. Bunlar sentetik yapıda birbirlerini tuttukları için birbirlerini tamamlarlar, birini tamamlarlar ve daha uzun süre kullanılırlar. Formu bozulmaz. buna dikkat etmek lazım

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu